Orff(müzik)

Okulumuzda müzik eğitimi; işitsel algıyı, işitsel algı farklılıklarını geliştirmeye ve kişilik oluşumunu, bireyselliği bozmadan grup içinde geliştiren bir öğreti olan ORFF tekniği kullanılarak, bu alanda eğitim almış öğretmenimiz eşliğinde verilmektedir.

MÜZİK EĞİTİMİNDE ORFF YAKLAŞIMI

Alman besteci Carl Orff (1895-1982) tarafından geliştirilen bu yöntemde çocuğun ritm
duygusunun ve yaratıcılığının geliştirilmesi amaçlanır. Ezgili-ezgisiz vurmalı çalgılar olan Orff çalgıları dört-beş yaş çocuğunun çalabileceği bir çalma kolaylığına sahiptir.Bu nedenle okul öncesinde Orff çalgıları en çok tercih edilen ve kullanılan çalgılardır.Orff yöntemiyle yapılan eğitimde grubun çok kalabalık olmaması kontrol açısından gereklidir. Genellikle sekiz-on iki öğrenciyle sınırlı tutulan çalışmalar okulda öğretmenin gözetiminde sürdürülür. Çoçuğun ayrıca çalışması gerekmemektedir (Tufan, 1995, 36).
Müzik,konuşma ve dans insanın kendini ifade etme araçlarıdır ve her insanın içinde kendini sanatsal olarak ifade etme becerisi vardır.
 Carl Orff ve Gunild Keetman’ın bu prensipten yola çıkarak geliştirdikleri “orff Schulwerk” yaklaşımının temelleri 1930’larda Münih’te kurulan Günther okulunda atılmaya başlanmış, bu okulda çocuklarla yapılan müzik ve hareket eğitimi çalışmalarının ürünü olarak “Çocuklar İçin Müzik” adlı beş ciltlik kitap serisi yayımlanmıştır. Böylece Orff Schulwerk müzik pedagojisi sistemlerinden biri haline gelmiştir.
 
Temel Yaklaşım
Orff öğretisinin temelinde yaşayarak öğrenme vardır. Hareketi,dansı,iç dinamizmi,yaratıcılığı,doğaçlamayı ve bireysel anlatım biçimlerini ortaya çıkaran ve tüm duyular tarafından algılanan etkinlikleri içerir.
“Orff Schulwerk” insanın içinde zaten var olan yaratıcı güçleri açığa çıkarmasına ortam hazırlayan, temelinde ritim, hareket ve konuşma olan, insanların içlerinden geldiği gibi müzik yapıp, dans etmesine, doğaçlama yapmasına olanak tanıyan, insana bütün sanatsal alanları kombine ederek öğrenme, keşfetme, deneme ve yaratma ortamı sunan bir eğitim anlayışıdır.
Bu eğitim anlayışında seviye ve yetenek farkı gözetilmeden bireylerin bir grup içinde kendini ifade etme ve yaratıcılık süreci yaşamaları önemlidir. Orff çalışmalarının içeriğinde, vazgeçilmez olan en önemli şey “oyun”dur. Bu çalışmalarda beynin sağ (duygusal bölüm) ve sol (bilişsel bölüm) tarafı birlikte kullanıldığı için öğrenme kalıcıdır.
Orff yaklaşımı, öğrenim deneyimlerinin bir araya getirildiği bir model olarak da açıklanabilir. Asıl amacı müziksel öğrenmedir fakat kültürel ve sosyal öğrenmede de oldukça etkilidir (Shamrock, 1997: 41).
 
Pedagojik Açıdan Orff Yaklaşımı
Orff Schulwerk’te önemli olan nokta bireylerin kendini ifade edebilmeleri ve çalışmalar boyunca sosyal paylaşımlar içerisinde bulunabilmeleridir.
Orff yaklaşımı ile işlenen derslerdeki zenginliğin temeli herkesin kendi müzik ve hareket seviyesine uygun rolleri sunmasıdır. Bu sayede bireyin sosyal psikolojik gelişimine de katkı sağlanır.
Çalışmalarda bağımsız karar verme becerisi, sorumluluk bilinci, dayanışma, sosyal duyarlılık, toleransın ve değerlilik duygusunun artması gibi sosyal psikolojik davranış ve becerilerde gelişim sağlanması beklenir. Sonuç değil süreç önemlidir.
 Çocuğun gelişim aşamalarından yola çıkarak gerçek deneyimleri üzerine temellenen müziği deneyerek öğrenme yaklaşımı söz konusudur. Yaratıcılık,keşfetme ve araştırma ön plana çıkar.
Çocuklar hareketlerindeki özgürlük, oyun, bedenlerini müzik öğretiminde etkin bir şekilde kullanabilmeleri,basit enstrümanlarla doğaçlama ve kendilerine özgü müzik yapabilmeleri nedeniyle kendi müziklerini yaratmaya motive olurlar.
Hareket aracılığıyla zaman ve mekanın keşfi, ses (voice) ve enstrümanlar aracılığıyla tınının keşfi, doğaçlama aracılığıyla formun keşfi, taklitten özgün yaratıya, parçadan bütüne, basitten karmaşığa ve bireyden topluluğa doğru bir ilerleyiş içerisinde deneyimlenir ve bu deneyim daima aktif katılımı gerektirir.(YAPRAK,Orff Merkezi İnfo Dergisi s.7)
Orff Yaklaşımında konuşma dili ve hareketten gelişen ritm en önemli ögedir.  Orff yaklaşımında hareket kullanımı Eurhythmics’den esinlenmiştir. (YAPRAK,Orff Merkezi İnfo Dergisi s.7) Orff-Schulwerk’te öğrenciler hareket çalışmalarına ve danslarına basit ritmik enstrümanlar ile kendileri eşlik ederler.
Orff yaklaşımının başlıca amacı yaratıcılığı geliştirmek olduğu için doğaçlamaya çok önem verir. Çünkü doğaçlama ve yaratma çocuğun doğal davranışlarındandır. Süreç içerisinde kullanılan tüm müzikal kombinasyonların öğrenciler tarafından araştırılarak, keşfedilerek ve basit çalgılarla eşlik edilerek meydana getirilmesi önemli bir noktadır.Birey böylece kendini ifade edebilmek için çeşitli yollar arayışına girer bu durum da bireyin yaratıcılığının gelişmesi için önemlidir.Yaratıcılığın gelişmesi ön planda tutulduğu için de müzik okuma ve yazma geri planda kalır.Notalar Orff yaklaşımında ancak bir araç olabilir. (YAPRAK,Orff Merkezi İnfo Dergisi s.7)
Orff, okuma ve yazma öğrenmeden önce konuşmayı ve iletişim kurmayı öğrenmeleri gibi, müzikte de ilk önce çocukların bir parçası olan iki özelliği kullanarak yaratıcılığı geliştirmeyi hedefler. Fakat müzik notasyon gerek duyulduğunda ya da istendiğinde, kişilerin gelişim aşamalarına uygun bir yolla öğretilir.
Orff çocuk ve geleneksel halk şarkılarını repertuar olarak kullanır. Sınıf içinde kullanılan şarkılar öğrencilerin ihtiyaç ve eğilimlerine göre seçilir. Orff’ un öğrencisi ve meslektaşı Günild Keetman tarafından beş cilt halinde yayınlanmış olan Müsik für Kinder (Çocuklar İçin Müzik) adlı kitabı , öğrencilere ve bir başlangıç olarak kullanabilecekleri modeller sunar.
Carder (1990: 111), Orff öğretisinde kullanılan müzikal öğeleri şöyle sıralamıştır:
1. Pentatonik dizi,
2. Ostinato ritim ile eşlik,
3. Çocuklar için uygun müzik materyalleri,
4. Şarkılardan alınmış motifler,
5. Orff çalgıları,
6. Çocuk tekerlemeleri,
7. Ölçünün anlaşılmasını kolaylaştıran konuşma kanonları (Medford 2003:18)
Orff çalgıları, Carl Orff, Kaerl Maendler ve Klaus Becker’in ortak çalışması sonucu geliştirilen, önceden bir bilgiye sahip olmadan her yaşta ve yetenekte insanın kolaylıkla çalabileceği ve doğaçlama yapmaya oldukça elverişli çalgılardır. Çeşitli büyüklükte ve farklı sesli davullar, büyük ziller, zilli tefler, ksilofonlar, metalofonlar ve glockenspieller, blokflütler, basit yaylı ve telli çalgılar sürekli geliştirilmekte olan bu ses gövdesinin temel parçalarını oluşturmaktadır. Bu çalgılar, tek başına çalınmaktan öte birlikte müzik yapmaya uygundurlar.